Başbakan'a; "cemaatin önünü açmak" ne demek?

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından Anayasanın 98. ve içtüzüğün 99. maddesi gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 28.11.2013


Ertuğrul KÜRKÇÜ
Mersin Milletvekili


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın St. Petersburg kentinde gerçekleştirilen Rusya-Türkiye Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı’ndan Trabzon’a dönüş yolunda üniversiteye hazırlık dershanelerinin kapatılması konusunda basına yaptığı açıklamada:
“ ‘Bir gece baskını ile düzenleme yapılacak’ ifadesi hakikaten hiç şık değildir. Bir tasarıyı parlamentoya getirirsiniz veya bir önerge verilir, bu başlığı atarsın. Ama hiç böyle bir şey gündemde yokken, kalkıp da bu söylenirse bu bir iftira olur. Böyle bir fitneye niye fırsat veriyoruz? Bize yakışmaz. Dört dörtlük bir iftira, yalan. Eğer cemaat olarak değerlendirilecekse, cemaatin mensupları, en ileri gelenleri bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a ne getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi? Üniversitelerin hazırlanması, üniversitelerin verilmesi ile ilgili adımlardan tutunuz da birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna Rabbim şahittir.” ifadelerini kullanmıştır.
AKP Genel Başkan yardımcısı Numan Kurtulmuş da söz konusu ifadeye atfen “Sayın başbakanımız da haklı olarak dünyanın her yerinde cemaat mensubu kardeşlerimizin yapmış olduğu bütün çalışmaların önünü açmıştır, bir engel koyulması mümkün değildir.” açıklamasını yapmıştır.
Bugün basına yansıyan haberlerde, 25 Ağustos 2004 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu’nun aldığı 481 sayılı karara göre Türkiye’deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fetullah Gülen konusu ile ilgili olarak “yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş ve bu konudaki tavsiye kararının Hükümete bildirilmesine karar verilmiştir.” ifadeleri yer almakta ve söz konusu kararın altında Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan sıfatıyla imzası bulunduğu iddia edilmektedir.

Bu gerekçe ile;

1- Hükümetten ve Başbakandan doğrudan doğruya istemde bulunabilen “Cemaat” bir tüzel ya da özel kişilik midir? Kimler aracılığıyla temsil edilir? Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olduğundan bu yana kamu kaynaklarının ve kamu imkanlarının tahsisi için kendisine giden cemaat mensupları ve ileri gelenleri kimlerdir?
2- “Cemaat” adına Başbakan’dan bugüne kadar hangi taleplerde bulunulmuştur?
3- “Cemaat” mensupları ve ileri gelenleri Başbakan’a taleplerini hangi resmi/idari kanal üzerinden ve hangi resmi sıfatla sunmuşlardır?
4- AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un açıklamasında yer alan “cemaat mensubu kardeşlerimizin yapmış olduğu bütün çalışmaların önünü açmıştır” ifadesinde kastedilen “bütün çalışmalar” nelerdir?
5- Başbakandan kendi ifadesiyle  “dönen” hiçbir  “şey” olmadığına göre,  Sayın Tayyip Erdoğan Başbakan olduğundan bu yana kamu imkan ve kaynaklarıyla “cemaat”in talep ettiği hangi iş ve işlemler gerçekleştirilmiştir?
6- “Cemaat” dışında talepleri bu şekilde karşılanan başka kimler vardır? Anayasanın “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” hükmünü kayıt altına alan 10. Maddesi karşısında “cemaat”e tanınan ayrıcalıklar nasıl açıklanabilir?
7- Yukarıda sunulan MGK’nın 481 sayılı kararında ifade edilen “cemaat faaliyetlerine karşı yapılacak eylem planı” nda Başbakan’ın imzası var mıdır?