Emek alanındaki HDK bileşenlerinin, birbirleri ile yan yana gelip ortak politikalar geliştirmeleri emek hareketinin yeniden yapılanmasının inşası için zorunlu bir başlangıç noktası olacaktır.
Kongre bülteninin bir önceki sayısında komisyonumuzca kaleme alınan “Emek Hareketinin Yeniden Yapılanması” metninde de ifade ettiğimiz gibi bu alanda dönüşüm zorunlu hale gelmiştir. Çünkü sermaye kuralsızlığı kural haline getirerek esnek, güvencesiz çalışmaya dayalı bir sistemi dayatıyor. İş güvenliği, işçi sağlığı ise hak getire… İş cinayetleri almış başını gidiyor... Her gün yeni ölümlerle karşı karşıyayız...
Bunun karşısında sendikaların durumu içler acısı, işçilerin küçük bir bölümü sendikalarda örgütlü. Bu bir avuç örgütlü işçi, örgütsüz olan milyonların yükünü taşıyabilir mi? Elbette ki hayır. Zaten sendikalar da böyle bir niyetten, işleyişten uzaklar. Kastlaşmış, bürokratik bir yapıya bürünmüş; temsil ettiği işçiden çok sermayeye ve hükümete hizmet etmeyi görev bilen bu sendikaların yeniden inşası ertelenemez bir görevdir. Bugün bu görev en çok da, HDK’lı emekçiler olarak bizlerin omuzlarındadır.
Bunu yapabilmek için işe kendimizden başlamalıyız. Önce bizler, bu alandaki HDK’lılar ortak davranmayı öğrenmeliyiz.
Çünkü sermayenin kendi çıkarları uğruna herkesle her yerde bir araya gelerek elindeki büyük olanaklarla gerçekleştirdiği saldırıları karşılayabilmek için birbirimizin aklına, bilincine, gücüne, dayanışmasına ihtiyacımız var.
Çünkü milyonlarca örgütsüz işçiyi, emekçiyi bir büyük emek hareketini yeniden yaratmak için bir araya gelmeye çağırabilmemiz için bir büyük ses çıkarmaya ihtiyacımız var.
Çünkü kendi arasındaki rekabeti aşarak emek hareketinin ortak çıkarları etrafında bir araya gelememiş bir hareketin ne dostlar ne de düşmanlar karşısında inandırıcılığı olur.
Emek hareketi içinde farklı düzeylerde gerçekleştireceğimiz “Alan toplantılarını” bu sürecin ilk adımı olarak görmeliyiz. Ki bu düzeyler kimi zaman bir işyeridir, kimi zaman bir konfederasyon… Ya da bir işçi havzası… Bir sendika şubesi… Bir ilçe… Bir işkolu…
Yan yana gelme iradesi gösterebildiğimiz ilk yerden başlamak üzere bulunduğumuz bütün alanlarda ortak toplantılar örgütleyerek somut sorunlarımıza karşı, ortak somut çözümler üretmeye çalışmalıyız. Ortak bir perspektif ekseninde ortak bir dil geliştirmeye ve bir birimizi dinlemeye, bir birimize zaman ayırmaya, bir birimizi anlamaya çalışmalıyız. Bu toplantıları aynı zamanda geçmiş sürecin sorunlarından arta kalan kimi alışkanlıkları ve kimi sürtünmeleri geride bırakarak yeni, uyumlu bir duruşu geliştirebileceğimiz zeminler olarak değerlendirmeliyiz.
Somut sorunlar üzerinden bir araya gelmek, işimizi kolaylaştıracak, sürecimizi ilerletecektir. Kürt sorununda “Çözüm için Müzakere, Barış için Eşitlik” kampanyamızın bulunduğumuz işyerinde, sendikada, konfederasyonda… vb. nasıl gündeme getirilebileceğini de bu toplantılarda konuşabiliriz. Zira işyerimizdeki işçilerin emekçilerin ya da işkolumuzdaki sendikacıların barıştan yana bir ses vermesini sağlayacak yol ve yöntemleri konuşmak da bu toplantıların gündemidir.
Bu toplantıları belli periyotlarla düzenli, verimli ve sonuç alıcı bir hale getirebildiğimiz ölçüde buradan moral bulan HDK güçleri kendi dışındaki işçi emekçilerin de güven duyacağı bir çekim merkezi olacaktır. Böylece geniş yığınları birleştirecek bir örgütlülüğün yaratılması sürecinin önü açılacaktır.
Hayati öneme sahip olan bu birlikteliğin oluşturulması, mücadelenin bir gereği olduğu gibi Kongre’nin geldiği aşamanın da bir zorunluluğudur. Bu nedenle Genel Meclisimiz: “Çalışma alanlarındaki HDK’lıların birlikteliğini ve somut sorunlar etrafında ortaklaşmalarını sağlamaya dönük ‘Alan Toplantıları’nın yapılmasını” karar altına alarak bütün HDK’lı emekçilerin önüne görev olarak koymuştur.