Katliamın hesabını sormak için birleşik direnişi büyütelim!

Ankara’da yapılan Emek, Barış ve Demokrasi mitingi kana bulandı. 128 emekçi ve barışsever arkadaşımız katledildi ve 28’i ağır olmak üzere 400’ü aşkın emekçi ve devrimci yaralandı. Öncelikle şehitlerimizin ailelerinin ve hepimizin başı sağ olsun. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Bu vahşi ve canice gerçekleştirilen katliam Adana, Mersin, Amed ve Suruç katliamları zincirinin bugünkü halkasıdır. Bu katliamda patlatılan bombalar barışa, özgürlüğe ve kardeşliğe atılmıştır. Saray cuntasının savaşını durdurmak isteyen halklarımızın umudu bombalanmıştır.

Bu katliam planlıdır ve katliamı planlayan ve gerçekleştirenlerin amacı açıktır. Sarayın iktidarını sürdürmek, halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini ezmektir. Hedefe halklarımızın birleşik mücadelesi yerleştirilmiştir. Amaç özgürlük, barış, eşitlik ve kardeşlik isteyen halklarımızın yüreğine korku salmak, mücadeleden alıkoymaktır. Suruç, Amed, Cizre Ankara’ya taşınmıştır. Saray cuntası ve gladyosu DAİŞ işbirliği ile gerçekleşen Ankara katliamı AKP ve kontrgerillanın kaos ve iç savaş hesaplarının bir parçasıdır.

AKP’li mafya çetesi lideri Rize’de düzenlediği mitingde “oluk oluk kan akacak” söyleminin hemen ardından katliamın gerçekleştirilmesi suçluların adresini göstermektedir. AKP iktidarı ve saray tepeden tırnağa kanlıdır ve suçludur. Panikle üzerindeki suçu başkalarının üzerine atma ve katliamdaki rolünü gizleme telaşına düşmüştür. Amed’de, Suruç’ta DAİŞ faşist çeteleriyle işbirliği halinde bu katliamları gerçekleştirmiştir. Katliamın mimarı MİT ve saray gladyosudur. Saray çetelerle iç içe geçmiştir. Elleri kanlıdır ve döktükleri kanda boğulacaklardır

Bu katliam tam da KCK’nın geçici çatışmasızlık kararını açıklayacağı gün gerçekleştirilmesi düşündürücüdür. Saray ve savaş hükümeti umudunu cenazelerin çok sayıda olmasına ve katliamlara bağlamıştır. Sarayın umudu savaştır. Halklarımızın umudu ise barış ve özgürlüktür.

Öyle olmasaydı yerde yatan yaralılarımızın üzerine gaz bombası atmazdı, ambulansların geçişini engellemezdi, kitlenin üzerine panzerleri sürmezdi. Amed’de, Suruç’ta, Cizre’de vb. yerlerde yaralıları kurşuna dizenler, hastanelere yaralı taşıyan ambulansları kurşunlayanlar kirli savaşı Ankara’nın göbeğine taşımıştır.

Acımız büyük, öfkemiz sonsuzdur. Şimdi acılarımızı katliamı gerçekleştirenlere karşı öfkeye dönüştürme ve yaralarımızı sarma zamanıdır.

Şimdi şehitlerimize kitlesel ve görkemli uğurlama törenleri ile onların anılarına bağlı kalma zamanı. Halklarımızı, her yerde şehitlerimizin cenazelerine kitlesel olarak katılmaya çağırıyoruz.

HDP’in ilan ettiği üç günlük yas ilanını sahiplenelim. Araçlarımıza, evlerimize, yakamıza siyah-kırmızı kurdele ve siyah bayrak asalım.

HDK, emek ve meslek örgütleri DİSK, KESK, TTB, TMMOB’un 12- 13 Ekim tarihlerinde iş bırakma çağrısına katılalım ve güçlendirelim. Emek ve meslek örgütlerinin iş bırakma çağrısını il, ilçe ve mahallelerimizde sahiplenelim. Öğrenciler okulları boykot ederek, esnaflar iş yapmayarak, işe gitmeyerek, kontak kapatarak, sokaklara çıkarak, oturma eylemleri ile şehitlerimize sahip çıkmaya ve direnişi büyütmeye çağırıyoruz.

Yüreği barış, özgürlük, kardeşli ve insanlıktan yana atan herkesi tüm demokrasi güçlerini, ezilen halklarımızı katliamın hesabını sormak, katillerin yakasına yapışmak için birlikte mücadele etmeye, birleşik direnişe çağırıyoruz.

Bu katliamların planlayıcıları, siyasi sorumluları ve düzenleyicileri açığa çıkarılana kadar adalet için direnişe çağırıyoruz. Saray, AKP ve DAİŞ çetelerinden hesap sormak için genel grev ve genel direnişe çağırıyoruz.

HDK Yürütme Kurulu
12.10.2015