Mülteci Kadınlar Yalnız Değildir!

Savaşın bir sonucu olarak yıllardır yaşadıkları toprakları terk etmek ve mülteci bir hayatı yaşamak zorunda bırakılan, faşist iktidarlar için bir siyasi şantaj malzemesi olarak kullanılan mülteciler, temel yaşamsal haklardan da yoksun yaşamaktadırlar. Bunun son örneğini yaşadığımız coğrafyada açık bir şekilde görüyoruz.

27 Şubat akşamı İdlib’de yaşanan kayıplar sonrasında iktidar yine mülteci kozuna sarıldı. Sıkıştığı her durumda pazarlık konusu yaptığı mültecileri, yaşanan bu ağır yıkım sonrası artık sınırları içinde tutamayacağını ve sınır kapılarını açacağını söyleyen AKP, mültecileri politik bir araç haline dönüştürdüğünü ve bir silah gibi kullandığını bir kez daha göstermiş oldu.

AKP’nin bu tutumu sonucunda İstanbul’un çeşitli bölgelerinde özellikle karayolu ile mülteciler sınır kapılarına taşındı ve insan ticareti yapan aracılar devreye girdi. Mülteciler gerek kara gerekse deniz yolu ile son derece sağlıksız ve tehlikeli koşullarda Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına yönelmeye başladı.

Hiç şüphesiz ki mülteci yaşamdan en fazla etkilenenler kadınlar ve çocuklar oluyor. Mültecilerle ilgili araştırma yapan kurumların verilerine göre; Türkiye’de yaşayan 6 milyon mülteci ve göçmen sayısının yüzde 45’ini kadınlar oluşturuyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de; mülteci kadınlar yoksulluk, tecavüz, cinsel ve siyasal istismarla yüz yüze bırakılmaktadır.

Kışkırtılan ırkçılık, cinsiyetçilikle saldırı altında olmaları, sınır kapılarına yığılmaları ve her toplumun ırkçılığıyla karşılaşmaları bir trajedi olarak yaşanmaktadır. Kadınların ve çocukların hayatlarına yapılan ve insanlık adına utanç duyulacak bu politikaları kınıyoruz. AKP iktidarını, başta mülteci kadınlar olmak üzere;  mültecilere karşı siyasi ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

Biz Kadınlar;  mülteci kadınları yollara düşmek zorunda bırakan emperyalist-kapitalist savaş baronlarının vahşet senaryolarını büyük bir barış çizgisiyle bozacağız. Mülteci kadınların haklı taleplerinin yanında dayanışmayı büyütmeyi insani, vicdani, ahlaki ve politik bir görev olarak kabul ediyoruz. 8 Mart haftasında kadınlar olarak; mülteci kadınların da sesi olmak, onları maruz bırakan iktidarlara karşı sokaklara çıkıyoruz.

Mülteci Kadınlar Yalnız Değildir!

Yaşasın Kadın Dayanışması!

Jin, Jiyan, Azadî!

HDK İstanbul Kadın Meclisi

HDP İstanbul Kadın Meclisi

Göç İzleme Derneği